Terapi seanslarının sıklığı terapi türüne, terapistin önerisine ve bireyin ihtiyaçlarına göre değişebilir. Genel olarak terapi seansları haftalık veya iki haftalık periyotlarla düzenlenir. Ancak bazı durumlarda terapistler, daha sık veya daha seyrek seanslar önerebilir. Birçok terapi türü için haftalık seanslar yaygındır. Örneğin, bilişsel davranışçı terapi (BDT) genellikle haftada bir seans şeklinde yapılır. BDT, birçok psikolojik sorunun tedavisinde etkili bir terapi yöntemidir ve bireylerin düşünce kalıplarını ve davranışlarını değiştirmelerine yardımcı olur. Diğer terapi türleri, özellikle daha az yoğun veya destekleyici terapiler, iki haftada bir veya ayda bir seansları içerebilir. Bu terapiler genellikle bireyin günlük yaşamıyla başa çıkmasına yardımcı olmak, stresle başa çıkmak veya kişisel gelişimi desteklemek amacıyla kullanılır. Terapi süreci boyunca terapistinizle birlikte seans sıklığını belirlemeniz önemlidir. Terapistiniz, terapiye başladıktan sonra sizin ilerlemenizi değerlendirecek ve seans sıklığını ihtiyaçlarınıza göre ayarlayacaktır

Psikoloğa gitmek, zor zamanlarında duygusal veya zihinsel olarak destek veya rehberlik arayan birçok insan için faydalı olabilir. Ancak, tam olarak ne zaman psikoloğa gitmeniz gerektiği konusunda net bir kural yoktur. İhtiyaçlar ve deneyimler her birey için farklılık gösterebilir. Bununla birlikte, aşağıdaki durumlarda psikoloğa başvurmanız faydalı olabilir: Duygusal sıkıntılar: Sürekli endişe, depresyon, korku, panik atak gibi duygusal sıkıntılar yaşıyorsanız, bir psikoloğun desteğinden yararlanabilirsiniz. İlişki sorunları: Partnerinizle veya ailenizle ilişkilerinizde sürekli problemler yaşıyorsanız, bir psikoloğun yardımı ilişkilerinizi düzeltmede yardımcı olabilir. Travma sonrası stres bozukluğu: Travmatik bir olay yaşadıktan sonra tekrarlayan hatıralar, kabuslar veya korku gibi belirtiler yaşıyorsanız, bir uzmana başvurarak destek alabilirsiniz. Bağımlılık sorunları: Alkol, uyuşturucu veya başka bir bağımlılıkla mücadele ediyorsanız, bir psikolog size bağımlılıkla başa çıkmak için stratejiler sunabilir. Özsaygı ve benlik saygısı sorunları: Kendine güven eksikliği, düşük benlik saygısı ve sürekli kendini eleştirme gibi sorunlarla başa çıkmak istiyorsanız, psikolojik destek size yardımcı olabilir. Stres ve iş performansı: Yoğun stres altında çalışmak, işyerindeki sorunlar veya iş performansınızda düşüş yaşamak, bir uzmana başvurarak stres yönetimi ve işyerindeki performansınızı artırma konusunda destek alabilirsiniz. Bu sadece genel bir liste olup, bir psikoloğa gitmek için başka birçok neden de olabilir. Kendinizi rahatsız hissettiğinizde, günlük işlevlerinizi yerine getirmekte zorluk çektiğinizde veya destek aramak istediğinizde, bir psikoloğa başvurmayı düşünebilirsiniz. Bir uzmana danışarak, size en uygun olanı belirlemek ve ihtiyaçlarınıza uygun tedavi veya danışmanlık almak önemlidir.

Terapi seansları, terapist ve birey arasındaki gizlilik ve güvenilirlik prensiplerine dayanır. Terapistler, etik kurallar gereği danışanlarıyla olan görüşmelerde gizlilik ilkesine uyarlar. Ancak, terapistlerin bazı durumlarda gizliliği ihlal etme zorunlulukları olabilir.( Kendinize zarar verme intihar girişimleri ya da bir başkasına zarar verme durumunda) Bu tür durumlar, kendinizi veya başkalarını ciddi tehlikelerden koruma amacıyla olabilir, yasal gereklilikleri yerine getirmek için veya etik kurallara uygun bir şekilde danışmanlık yapabilmek için olabilir. Bu konular hakkında terapistinizle başlangıçta gizlilik politikaları ve sınırlamaları hakkında konuşmak önemlidir. Böylece, terapi sürecinde gizlilikle ilgili beklentileriniz netleşir ve güvende hissedersiniz.

Klinik Psikologlar 4 yıllık lisans eğitimini tamamladıktan sonra 2 yıl üzerine yüksek lisans yaparlar. Klinik psikologlar ya da lisans eğitimini psikoloji olarak okuyan kişilerin ilaç yazma yetkisi yoktur. Dolayısıyla benim de ilaç yazma yetkim bulunmamakta. İlaç yazma yetkisine sahip olan kişiler farmakoloji dersini tamamlayan Psikiyatristlerdir. Elbette bazen fizyolojik belirtilerin eşlik ettiği vakalarla karşılaşabiliyoruz karşılaştığımız vaka doğrultusunda ve danışanın da isteği üzerinde ilaç kullanımı için bir psikiyatriste yönlendirme yaparak seanslarımıza devam edebilmekteyiz.

Kendinizi değerlendirin: Terapiye başlamadan önce kendi duygusal durumunuzu, zorluklarınızı ve hedeflerinizi değerlendirmek önemlidir. Hangi konularda yardıma ihtiyacınız olduğunu ve terapinin size nasıl yardımcı olabileceğini düşünün. Araştırma yapın: Bir psikolog seçmek için araştırma yapın. Lisanslı ve deneyimli bir psikolog bulmanız önemlidir. Psikologların uzmanlık alanlarını, terapi yaklaşımlarını ve danışan geri bildirimlerini inceleyerek size en uygun olanı belirleyebilirsiniz. Hedeflerinizi belirleyin: Terapiye başlamadan önce kendiniz için net hedefler belirleyin. Terapinin hangi alanlarda size yardımcı olmasını istediğinizi düşünün. Bu hedefler terapistinizle işbirliği yapmanızı kolaylaştıracaktır. Randevu alın: Seçtiğiniz psikologla bir randevu ayarlayın. İlk randevu genellikle bir değerlendirme veya danışma seansı olabilir. Bu seans sırasında terapistinizle tanışabilir, terapi süreci hakkında bilgi alabilir ve sorularınızı sorabilirsiniz. Açıklama yapın: Terapiste terapiye neden başlamak istediğinizi ve mevcut zorluklarınızı açıkça ifade edin. Duygusal ve psikolojik durumunuz hakkında açık olmak, terapistin size uygun bir terapi planı oluşturmasına yardımcı olacaktır. İletişim kurun: Terapi sürecinde açık ve dürüst bir iletişim sürdürmek önemlidir. Terapiste hislerinizi, düşüncelerinizi ve deneyimlerinizi aktarmaktan çekinmeyin. Terapi süreci size yardımcı olabilmesi için terapistinizin sizi anlaması önemlidir. Unutmayın, terapi kişisel bir deneyimdir ve her bireyin ihtiyaçları farklı olabilir. Bu nedenle, terapide ne yapmak istediğinizi ve ne tür bir yardım beklediğinizi açıkça ifade etmek önemlidir.